59 ziyaretçi ve 0 üye çevrimiçi

TMS 29 Yüksek Enflasyonlu Ekonomilerde Finansal Raporlama

Aktif . Gösterim: 5681

Ekonomi literatürünün en fazla tanınan kavramlarından biri sanırım “enflasyon”dur. Nedeni ise oldukça basit; toplumda ve ekonomik hayatta yer alan her kesimi “bir şekilde” ilgilendirmektedir.

“Enflasyon” kavramı

En geniş tanımıyla “enflasyon”, belirli bir dönemde fiyatlardaki artış oranıdır ve bir ülkede fiyatlardaki genel artış veya yaşam maliyetindeki artış olarak ifade edilmektedir. Bununla birlikte belirli bir mal ve/veya hizmetlerdeki fiyat artış oranını kapsayan daha dar kapsamlı enflasyon tanımları da bulunmaktadır.

Kavramsal olarak oluşturduğu olumsuz algıya karşın çoğu ekonomiste göre düşük, istikrarlı ve en önemlisi öngörülebilir enflasyon, bir ekonominin hem büyümesi için hem de öngörülebilirlik açısından faydalıdır zira fiyat ve faiz oranları gibi sözeşme unsurlarında güncel durumu yakalamak daha kolay olmaktadır. Tersi durumda, enflasyonist bir ortamda, ise eşit olmayan bir şekilde yükselen fiyatlar, bazı tüketicilerin satın alma gücünü kaçınılmaz olarak azaltmakta ve reel gelirdeki bu erozyon, enflasyonun en büyük maliyeti olarak ortaya çıkmaktadır.

2019 yılının son aylarında ortaya çıkan ve küresel bir salgın haline gelerek iki yıldan fazla süredir toplumsal ve ekonomik hayatı olumsuz etkileyen COVID 19 pandemisi, ülkelerdeki fiyatlar genel seviyesinde bir yandan yükselmeye sebep olurken diğer yandan fiyatları istikrarsızlaştırarak “enflasyon” kavramını dünyanın tüm ekonomileri için üzerinde düşünülmesi gereken bir “gerçek” haline getirmiştir.

Ortaya çıkan bu durumdan zarar gören ekonomileri için ülkeler gerek doğrudan gerekse de dolaylı yoldan ekonomik hayatı canlı tutmaya çalışmak için para arzını hızla arttırmışlardır..

Bu çözüm kısa vadede soruna çare olmasına karşın enflasyonun hızla yükselmesine yol açmaktadır.

Yüksek enflasyon ise finansal raporlar ve TMS-TFRS açısından dikkatle izlenmesi gereken bir konudur.

TMS 29 Yüksek Enflasyonlu Ekonomilerde Finansal Raporlama

Standardın amacı

Uluslararası uygulama açısından IAS 29 Financial Reporting in Hyperinflationary Economies adıyla ilk kez 1989 yılında yayınlanan standart, ülkemizde de “TMS 29 Yüksek Enflasyonlu Ekonomilerde Finansal Raporlama” ismiyle 31/12/2005 tarihinden sonra başlayan hesap dönemleri için uygulanmak üzere ilk olarak 31/12/2005 tarihli ve 26040 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

TMS 29'un temel amacı, geçerli (fonksiyonel) para birimi yüksek enflasyonlu ekonominin para birimi olan işletmenin finansal raporlamasına rehberlik etmektir. (TMS 29.1)

Bunun nedeni, basitçe söylemek gerekirse, şirketin parasal kalemlerde ne kadar satın alma gücü kaybettiğini ve parasal olmayan kalemlerde ne kadar kazandığını göstermektir.

“Ülke” yerine “Para Birimi”

Hiperenflasyon yaşayan ülkenin para biriminin değil, fonksiyonel para biriminin önemli olduğunu unutmamak TMS 29’un uygulanması açısında oldukça önemlidir.

Yukarıdaki cümleyi biraz daha detaylandıracak olursam;

ACCAFIN A.Ş., uygun işçilik maliyeti nedeniyle Arjantin'de yerleşik bir şirket olarak faaliyet göstermektedir. Arjantin raporuna göre şu anda hiperenflasyonist bir ekonomidir ancak şirket, işlevsel para birimi olan Türk Lirası cinsinden faaliyet göstermektedir.

Bu durumda, TMS 29, lokasyona göre değil, geçerli para birimine bağlı olduğu için geçerli değildir.

Bu şirket, mali tablolarını, hiperenflasyonun etkilerini yansıtacak şekilde değil TL cinsinden ve TMS 29 uygulamaksızın hazırlayacaktır.

Hiperenflasyonist ekonomi nedir?

TMS 29, hiperenflasyonist ekonominin ne olduğunu tanımlamamaktadır. (TMS 29.3) Bu türdeki bir bir ekonomik ortama ilişkin en kesin gösterge, bir ülkenin 3 yıllık kümülatif enflasyon oranının %100'e yaklaşması veya onu aşması olarak belirtilmiştir. (TMS 29.3.e)

Bununla birlikte TMS 29, yüksek enflasyonlu ülkelerin listesini açıklamamakta, sadece kılavuz olarak hiperenflasyonlu ekonomilerin belirli özelliklerini vermektedir. Hiperenflasyonist ekonomi sınıflaması yapabilmek için iki güvenilir kaynak bulunmaktadır;

  • US GAAP kapsamında finansal rapor hazırlayan işletmeler için IPTF (The International Practices Task Force)’nin uyguladığı hiperenflasyonist ekonomileri belirleme kriterleri ve SEC ile uyumlu olarak açıkladığı hiperenflasyonist ülkeler raporu bu kaynaklardan ilkidir zira bu rapor, TMS 29 kapsamında belirtilen yüksek enflasyonlu ekonomilerin belirlenmesi kriteri ile önemli paralellik göstermektedir.
    • IPTF, Şubat 2022 tarihinde yayınladığı ek raporda Türkiye’yi hiperenflasyonist ülke olarak sınıflamıştır. Rapora buradan ulaşabilirsiniz.
  • Diğer bir güvenilir kaynak ise Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından yayınlanan ve yüksek enflasyonlu ekonomileri listeleyen rapordur. 31 Aralık 2021 tarihine göre yüksek enflasyonlu ekonomi olarak değerlendirilen ülkeler; Arjantin, İran, Lübnan, Güney Sudan, Sudan, Surinam, Suriye, Venezuela, Yemen ve Zimbabve'dir.

Bu raporları kılavuz olarak kabul eden IASB (Uluslararasi Muhasebe Standartları Kurulu) ekonomileri izlemeye alır ve bu izleme sonucunda ilgili ülkelerin para birimleri ile yapılacak raporlamalarda TMS 29 uygulanıp uygulanmayacağına karar verir. Ülkemizde ise bu konuda tek yetkili otorite Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK)’ dur.

  • Buna göre, IASB tarafından yapılan değerlendirme ve IPTF raporlarına göre fonksiyonel para birimi TL olup yurtdışı IFRS ya da US GAAP raporlaması yapan ve 30 Nisan 2022 tarihi sonrasında kapanış yapan firmalarda IAS 29 uygulanması gerekmektedir.
  • Ülkemizde ise KGK, bu konuda son duyurusunu 20 Ocak 2022 tarihinde yapmış ve 2021 yılı mali tablolarında TMS 29 uygulanması gerek olmadığını açıklamıştır. Ancak, yukarıda belirttiğim Şubat 2022 tarihli IPTF raporu ve IASB değerlendirmesinden sonra ve mevcut enflasyon verileri ışığında kurum tarafından yeni bir değerlendirme yapılması beklenmektedir. (Bu yazıyı hazırladığım 13 Nisan 2022 tarihi itibarı ile KGK tarafından henüz ek bir değerlendirme duyurulmamıştır.)

KGK ile IASB arasında Türkiye'de TMS 29'un uygulanması konusunda bir karar farklılığının olup olmayacağı, iki kurum tarafından yapılacak ayrı değerlendirmelerden sonra netlik kazanacaktır.

Hiperenflasyonist ekonomide raporlama nasıl yapılır?

"Kavramsal Çerçeve" finansal bilginin sahip olması gereken niteliksel ve niceliksel özelliklerini sıralarken güvenilir ve gerçeğe uygun sunumu olmazsa olmaz iki şart olarak açıklamaktadır. Yüksek enflasyonlu ekonomilerin para biriminde hazırlanan raporlar, cari fiyatlar çok dalgalı olacağından mali tabloları gerçeğe uygun ve güvenilir olmaktan uzaklaştırmakta ve bu nedenle TMS 29 uygulaması şirketler açısından hayati bir önem arz etmektedir.

Örneğin; şirket olarak önceki yıl 1.000 TL'ye bir varlık satın aldığınızı varsayalım, enflasyon oranı %100'e ulaştığında aynı varlığın cari yılın sonunda 2 000 TL'ye mal olması beklenecektir. Bu nedenle bu varlığı finansal tablolarda orijinal maliyeti olan 1.000 TL yerine 2.000 TL tutarında olduğunu belirtmek daha uygun olabilir, çünkü satın alma gücü açısından bu tutar şirket varlıklarını daha iyi yansıtacaktır.

Hiperenflasyonun etkilerini finansal tablolarınıza yansıtabilmek için üç temel aşama uygulanmalıdır;

Birinci aşama; Genel fiyat endeksinin (GFE) belirlenmesi (TMS.29.37),

İkinci aşama; Belirlenen GFE kullanılarak cari raporlama döneminin sonundaki mali tabloların yeniden düzenlenmesi (TMS 29. 29-36); ve

Üçüncü aşama; Önceki raporlama döneminin sonundaki karşılaştırmalı bilgilerin yeniden düzenlenmesi (TMS 29.34)

Birinci aşama; Genel fiyat endeksinin (GFE) belirlenmesi

Genel fiyat endeksi (GFE), enflasyonun belirli bir ölçüsüdür. Başka bir deyişle, satın alma gücündeki değişikliği yansıtmak için geçmiş bilgileri yeniden ifade edeceğiniz bir faktördür.

Çoğu durumda, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) genel kabul görmüş enflasyon ölçüsünü temsil etmektedir ancak seçilen TÜFE'nin hiperenflasyonist para birimini temsil etmesi, diğer bir deyişle güvenilir ölçüm yaptığına olan inanç oldukça önemlidir.

TÜFE hesaplamasına pratik olarak, o ekonomiyi temsil eden farklı türdeki mal ve hizmetlerin dahil edilmesi beklenmektedir. Bu ölçüm merkez bankaları ya da istatistik ofisleri gibi yerel kurumlar tarafından yapılarak açıklanmaktadır. Yukarıda belirttiğim gibi IMF Ekonomik Görünüm raporları da bu bilgi için alternatif veri sağlamaktadır.

Güvenilir bir ölçümün olmadığı durumlarda yüksek enflasyona sahip ülkenin para birimi ile daha stabil bir para birimi arasındaki kur değişimi belirli bir dönem aralığında hesaplanarak enflasyon endeksi belirlenebilmektedir.

İkinci aşama; Belirlenen fiyat endeksi kullanılarak cari raporlama döneminin sonundaki mali tabloların yeniden düzenlenmesi

TMS 29’da 11.-33. paragraflar arasında mali tabloların yeniden düzenlenmesi açıklanmaktadır. Bu aşamayı mali tablo özelinde açıklayacağım;

Birinci adım: Parasal ve parasal olmayan kalemlerin belirlenmesi

Uygulanacak genel fiyat endeksinin belirlenmesinden sonra finansal tablolardaki varlık ve yükümlülükler “parasal” ve “parasal olmayan” olarak tanımlanmalıdır. TMS 21 kapsamında bu konuda daha önce yayınladığım makaleme "buradan"  ulaşabilirsiniz.

TMS 29.12’ye göre parasal kalemler elde tutulan para ile para olarak alınacak veya ödenecek kalemler olarak belirtilmektedir. 

Parasal kalemler özetle; nakit, nakit benzerleri, krediler, alacaklar, borçlanma senetleri, borçlar, borçlanmalar, ödenecek vergiler gibi kalemlerdir.

Parasal olmayan kalemler ise özetle; stoklar, maddi duran varlıklar, maddi olmayan duran varlıklar, canlı varlıklar, yatırım amaçlı gayrimenkuller, öz sermaye yatırımları (örneğin adi hisse senetleri), ertelenmiş gelirler, bazı karşılıklar gibi kalemlerdir.

Gerek TMS 21, gerekse de TMS 29.12’ye ragmen bazı kalemlerin belirlenmesi kolay olmamaktadır. Örneğin, ertelenmiş vergi varlıklarının ve yükümlülüklerin değerlendirilmesi oldukça güçtür zira bunların her ikisi olduğuna yönelik farklı değerlendirmeler bulunmaktadır. Burada belirleyici noktanın ertelenmiş vergiye neden olan “geçici farkların” finansal tablolarda taşınmas süreci olabileceğini düşünüyorum.

İkinci adım: Varlıkları ve borçları yeniden ölçülmesi

Varlık ve borçların yeniden düzenlenmesine ilişkin kurallar şunlardır:

Parasal varlıklar ve yükümlülükler raporlama döneminin sonundaki satın alma gücünü zaten yansıttıkları için farklı bir ölçüm ve raporlamaya gerek bulunmamaktadır. Buradaki istisna, ilgili varlık ya da borç kaleminin enflasyona göre ayarlanması zorunlu bir durum içermesidir. (Ör: enflasyona bağlı tahviller)

Cari maliyetle taşınan parasal olmayan kalemler, dönem sonundaki cari satın alma gücünü yansıtan değeri ile gösterilmektedir. Bu gibi kalemlerde de farklı bir ölçüm ve raporlamaya gerek bulunmamaktadır. (Ör: yıl sonunda gerçeğe uygun değerine yeniden değerlenen kalemler)

Tarihi maliyetle taşınan parasal olmayan kalemler: Bu kalemler aşağıdaki formülü kullanılarak yeniden ölçülmelidir;

Düzeltilmiş defter değeri = Tarihsel maliyet x (Raporlama tarihindeki GFE / Edinme tarihindeki GFE)

Parasal olmayan kalemlerin cari maliyetle tarihi maliyetteki ayrımına dikkat edilmesi en önemli noktadır.

Örneğin maddi duran varlıklar için yeniden değerleme modeli uygulanıyorsa ve bu varlıklar henüz birkaç ay önce değerlendi ise raporlama döneminin sonuna kadar geçen sürede yüksek enflasyondan dolayı bu değer artışının bir kısmı erozyona uğrayacaktır. Bu nedenle bu varlıklar tarihi maliyetle izleniyor gibi kabul edilerek raporun onayından önce yeniden değerlemeye tabi tutulmalıdır.

Üçüncü adım: Öz sermaye kalemlerinin yeniden ölçülmesi

Özkaynak kalemlerinin yeniden ölçümünün yapılacağı zaman bazı özkaynak bileşenlerinin tanımlanması gerekmektedir;

TMS 29'un uygulandığı ilk dönemin başındaki özkaynak bileşenleri:

  • Yeniden değerleme fonu; bu fon tamamen silinmelidir;
  • Geçmiş yıl kârları: Yeniden düzenlenmiş finansal durum tablosundaki diğer tüm tutarlardan elde edilmekte ve bilançoda dengeleyici bir kalem olarak yer almaktadır.
  • Diğer özkaynak bileşenleri: Özkaynak bileşeni ne şekilde yaratılmış olursa olsun, belirlenen fiyat endeksinin uygulanması ile yeniden ölçülmelidir.

TMS 29'un uygulandığı ilk dönemin sonundaki özkaynak bileşenleri için sonraki dönem işlemleri: Dönem başından itibaren veya özkaynak bileşeni yıl içinde ortaya çıktıysa bu tarihten itibaren fiyat endeksi'nin uygulanmasıyla bu bileşenler de yeniden ölçülmelidir.

Dördüncü adım: Kâr veya zararın ve diğer kapsamlı gelirin yeniden ölçülmesi

Buradaki kural temel olarak işlem tarihinden itibaren fiyat endeksinin uygulanarak tüm tutarların yeniden ölçülmesidir.

Kullanılacak formül:

Düzeltilmiş tutar = İşlem tutarı x (Raporlama tarihindeki GFE / Edinme tarihindeki GFE)

Fiyat endeksinin kullanımı;

Uygulanacak fiyat endeksi her zaman yılın başı ve sonu arasındaki tüm dönemi kapsamayabilir. Varlık ve yükümlülüğün edinme tarihine göre bu katsayı kesirli olabilmektedir. Bu nedenle bu katsayıya literatürde “dönüştürme faktörü ya da dönüştürme katsayısı” da denmektedir.

Her durumda en detay şekliyle günlük olarak fiyat endeksi katsayısı kullanılamayabilmektedir. Bu gibi durumlarda haftalık fiyat endeksi katsayısı da kolaylaştırıcı olması adına kullanılabilir.

Bazı kalemlerin yeniden ölçümü;

Enflasyon fiyat endekslemesi, ertelenmiş vergi gibi “geçici farklardan” oluşan bazı kalemlerin yeniden ölçümünde farklı olarak hesaplanarak kullanılmaktadır.

Net parasal pozisyondaki kazanç veya kayıp;

Net parasal pozisyon kazanç ve kaybı, finansal tablolarda ayrı bir satır olarak görülmektedir.

Bu satır, parasal varlıklarınızda dönem boyunca enflasyondan kaynaklı ne kadarlık bir satın alma gücü kaybı olduğunu veya enflasyonun seyrine göre ne kadarlık bir satın alma gücü kazancı olduğunu göstermektedir.

Kazanç veya kayıp, parasal aktifler ve parasal borçlar arasındaki dönem içi ağırlıklı ortalama farkın genel fiyat endeksindeki değişim ile çarpılması yoluyla tahmin edilebilir. Net kârdaki kazanç veya kayıp, kâr ya da zarara dahil edilir. (TMS 29. 27-28)

Beşinci adım; Nakit akış tablosunun yeniden düzenlenmesi

TMS 29, nakit akışlarının yeniden düzenlenmesi hakkında detay içermemektedir ancak tüm kalemlerin raporlama döneminin sonunda geçerli olan ölçüm biriminde ifade edilmesi gerektiği belirtilmektedir. (TMS 29.33)

Bu kısaca, kar veya zarar ve diğer kapsamlı gelirde olduğu gibi tüm tutarları yeniden düzenlenmesi gerektiği anlamına gelmektedir.

Üçüncü aşama; Önceki raporlama döneminin sonundaki finansal tabloların yeniden düzenlenmesi

Önceki dönem finansal tabloları TMS 29 kapsamında yeniden düzenlerken yine aynı ilke geçerlidir: tüm kalemler raporlama döneminin sonunda geçerli olan ölçüm biriminde ifade edilmelidir.

Bu durumda, fiyat endeksi tüm karşılaştırmalı kalemlere uygulanmalıdır.

Önceki dönem nakit akış tablosu ve kâr veya zarar tablosuna fiyat endeksi katsayısının uygulanması cari döneme kıyasla daha kolay olacaktır zira geçmiş dönem olduğu için tüm kalemler sabittir ve dönem içinde eklenen/çıkarılan bir kalem olmamıştır.

Standardın teorik anlatımını derlediğim bu makalemle birlikte TMS-TFRS kapsamında hazırlanmış finansal tabloların TMS 29 uygulanarak düzeltilmesine yönelik örnek bir çalışmayı da yine burada paylaşmayı planlıyorum. İlgili çalışmama 20 Mayıs 2022 tarihinden itibaren site üzerinden ulaşabilirsiniz.

Bu yazıyı sosyal medyada paylaşmak için ekranın solundaki sosyal medya araçlarını kullanabilirsiniz.

accafin.com'u sosyal medyadan takip edebilirsiniz / @accafin

  

Yasal Uyarı: Her hakkı ACCAFIN.com sitesine ait olan bu makale ve makalede yer alan grafikler ve yorumlar, izinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.

Tags: muhasebe denetim IFRS

ACCAFIN | MUDEFIN

Vizyon; Muhasebe, Denetim ve Finans alanlarında öncelikli başvuru kaynağı olmaktır.


Misyon; Muhasebe, Denetim ve Finans alanlarında nitelikli yayınlar ile kullanıcıların bilgi ve farkındalık seviyelerinin artmasına yardımcı olmaktır.


Bizi takip edin!


Periyodik bültenler için mail grubuna üye olabilirsiniz

MUDEFIN | ACCAFIN Mobile

0
paylaşım!

Bizi takip edin..

Sosyal medya hesaplarımızı takip edebilirsiniz...

0
paylaşım!